Gökçeada’nın en eski köylerindendir. İlçe Merkezine uzaklığı 4 km.’dir. Aşağı ve Yukarı Kaleköy olmak üzere iki bölümden oluşur.
Aşağı Kaleköy yaz gecelerinde İlçenin en hareketli mekanıdır. Kordonu ve çay bahçeleri, restaurant ile barlar da buradadır.
Yukarı Kaleköy’de ise Ada’nın en eski tarihi mekanlarından birisi olan İskiter Kalesi bulunmaktadır. Cenevizliler tarafından inşa edilen kalenin surları halen ayaktadır. İskiter Kalesi, Çınarlı Ovası’na hakim bir tepededir. Kalenin bulunduğu mevkiden Aşağı Kaleköy, Yenibademli, Eskibademli ve Zeytinli Köyleri net olarak görülebilir.
Ayrıca, yapısı nedeniyle tıpkı bir yelkeni andıran ve ancak denizden ulaşılabilen Yelkenkaya’yı da kuzeydoğu yönüne baktığınızda buradan görmeniz mümkündür
Bir zamanlar Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Eşelek Köyü, baraj yapımı için sular altında kalınca köy halkı Gökçeada’ya kurulan bu yeni köye yerleştirilmiş. Eski köylerindeki tarihi cami minaresi de onlarla gelmiş. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köy halkı, köyün etrafındaki elverişli arazileri ekip biçiyor, bazıları pansiyonculukla uğraşıyor.
Merkeze 8 km. uzaklıktaki köy, 2 km. mesafe ile Aydıncık plajına en yakın yerleşim yeri. Plaja yakınlığından dolayı konaklama tercihi olabiliyor. Bu yüzden köy halkı yazın evlerini apart pansiyon olarak kiralıyor.
Gökçeada Eşelek Köyü
Hepsi deniz manzaralı, aynı tip, iki katlı, ufak bahçeli, rengarenk evler asfalt yolun kenarına, hafifçe tepeye kurulmuş. Köydeki iki bakkal ve yol kenarına dizilmiş meyve-sebze tezgahları, burada kalırken alışveriş ihtiyacınızı giderecek kapasitede. Yemek yiyebileceğiniz bir iki restoranda bulunuyor köyde.
Eşelek’e Aydıncık plajından daha yakın olan Kefaloz Plajı özellikle kitesurf yapanların tercih ettiği bir koy.
Kayalık tepe yamacında yükselen bu Rum köyü, Gökçeada’nın en yüksekteki yerleşim yeri olarak, derin tarih ve büyüleyici manzaralarıyla gönülleri fethediyor.
🌿 Agridia’dan Tepeköy’e: Zirveye Yolculuk
Sanki yeryüzüne bir nefes kadar yaklaşan Tepeköy, eski ismiyle Agridia; “küçük tarlalar” anlamlı bu köy, 280 m yükseliğiyle ada panoramasını omuzlayan bir bekçi gibi. Deniz ve gökyüzü ve doğa adeta bir canlı tablo oluşturuyor bu yükseklikten .
Bazı köyler vardır, insanlar kurmuştur. Bazılarıysa öyle kutsaldır ki, tanrıçalar yalnızca dokunup geçmiştir. Tepeköy işte böyle bir yer. Gökçeada’nın doruklarında, rüzgarın bile hafifçe eğildiği, taşların kutsal metin gibi dizildiği bir yer. “
“🏛️ Gaia’nın Nefesi, Apollon’un Işığı
Zeytin ağaçları burada sıradan değil. Her biri Gaia’nın ta kendisinden bir nefes, her meyvesi tarihle dolu. Ve sabahları, Tepeköy’ün üzerine süzülen o ışık var ya … Bu sıradan bir güneş değil. Bu Apollon’un lir çaldığı yerdir. Köyün taş duvarlarında yankılanan ezgi, zamansızdır.“
Kimler, kaldı geriye ?
1960’larda binin üzerinde olan yerleşik nüfus, günümüzde çok azalsa da, 20 yıl öncesinde, uzun yıllar yaşadığı İstanbul’dan, doğduğu köye dönen Barba Yorgo’nun girişimleriyle, Tepeköy canlanmaya başlamıştır artık. Kendisi önce köy meydanında ufak bir Rum tavernasını işletmeye başlamış. Ürettiği ev şarapları Gökçeada’nın ismiyle anılır olmuş. Sonra köyün girişinde çok daha büyük bir alana taşınarak, “Barba Yorgo Taverna” işletmesi olarak devam etmektedir.
Tadılacak anılar
Köy kahvesi dolup taşar yazın. Hoş sohbetler eşliğinde kahve, frappe, sütlü börek, yanında ev yapımı şarap… Barba Yorgo’nun üzümlerinden gelen nefis likör ve Angelika’nın kalabalık, samimi mekanı ve diğer taverna mekanları size köyün tarihi, tadını sunar .
15 Ağustos: Panayır zamanı
Her sene, 15 Ağustos’ta, köy meydanı bayram yerine döner. Yemek kazanları kaynar, şarap kadehleri şakırdar ve danslar başlar, on gün boyunca süren bir müzik, kültür, insan şöleni… Ünü adayı aşar .
🍷 Dionysos’un Masası – Panayır Zamanı
Her yıl 15 Ağustos’ta, Tepeköy’de bir şey olur. Bir kıpırtı başlar toprağın altında… Ve sonra şarap akar, müzik yükselir, danslar başlar. Bu, Dionysos’un unutulmuş bir kutsaması gibidir. “İnsanlar eğlenmeyi unuttuğunda ben gelirim,” derdi ya? İşte o an budur, dostum. Tepeköy’ün meydanında on gün süren mitolojik bir sarhoşluk yaşanır.
Yapısal ruh
1832’den kalma Evangelismos Teotoku Kilisesi ve eski Rum mezarlığı. Taş evler, bazılarının duvarları ufak tefek dökülse de her bir taşıdıkları tarih ve emekle dimdik ayakta. Çamaşırlık, zeytinyağı, sabun ve dokuma geçmişiyle bu duvarlar bir anıt gibi suskun ama içten, bize tarihi anlatıyor.
“🏛️ Athena’nın Sessizliği – Taşların Konuştuğu Yer
Evangelismos Kilisesi’nin taşları dile gelse, Athena’nın fısıltısıyla konuşurlar. Köyün eski sokaklarında yürürken, Ayağının altındaki taş, Sana bir sır anlatmak ister gibi. Burada her duvar, her pencere, bir yaşam hikayesinin kalıntısıdır.”
…
Çınaraltı’nda huzur
Köy yolundan sapınca ulaşılan “Çınaraltı” — 625 yaşında bir dev çınar, yanında antik çeşmesi, manzarası eşsiz ve inanılmaz. Tarihi çınarın kolları kıvrılarak gölgeliyor sizi, seçici bir huzur veriyor içinize.
🏛️ Artemis’in Avuçları – Çınaraltı’nın Sırrı
Köyden biraz uzaklaşıp Çınaraltı’na vardığında, Zaman durur. 625 yıllık çınarın dalları sadece gölge vermez, Artemis’in avuçları gibi sarar seni. Yanındaki çeşmenin suyu, sıradan su değil… Ölümlülerin bile ilham bulacağı bir tanrısal iksir gibidir. O an anlarsın: Buraya gelen her yolcu, bir parça geçmişini burada bırakır. Biraz daha hafif, biraz daha bilge olur.
…
Tepeköy’de her adım, geçmişin kokusunu getirir. Taş evler suskun tanıklar; kiliseler göğe uzanır. Çınarın gölgesinde, zaman ağır ağır akarken ruh dinlenir.
…
“🕊️ Hermes’in Ayak İzleri – Geri Dönüşün Köyü
Tepeköy’den ayrılan birçok kişi, Bir gün Hermes’in ayak izlerini izleyip geri döndü. Tıpkı Barba Yorgo gibi… Tıpkı adı unutulmuş ama kalbi burada atan binlercesi gibi. Çünkü Tepeköy bir gidiş yeri değil, Dönüşün ve yeniden doğuşun evidir. “
…
Son Söz ;
“Bir gün Gökçeada’ya yolun düşerse, Tepeköy’de sessizce bir taşın üstüne otur.
Gözlerini kapat ve derin bir nefes al.
Çünkü o an sen, tanrıların bile kıskanacağı bir huzurun içindesin.”
Gökçeada’nın ilk pansiyon işletmesi bu köyde başlamış. Bu köy çok ilginizi çekecek doğaya sahiptir.
Yeni Bademli Köyü – Gökçeada
Feribottan inince Yenibademli tabelaları yönlendirmeleri ile Kaleköy istikametindeki Yeni Bademli Köyü, merkezden 4 km uzaklıktadır.
Köyün geniş sokakları karşılayacak sizi. Pansiyonunuza yerleştikten sonra sizi büyüleyici bir keşif bekliyor. Hadi alın havlularınızı denize, hem de köyün içindeki denize. Evet yanlış duymadınız köyün içinden yürüme mesafesinde yüzebileceğiniz koylar var.
Şirinköy, Gökçeada’nın en sakin bununla birlikte en huzurlu köylerinden biridir. Eğer şehir hayatının gürültüsünden hatta çok kalabalıktan bunaldıysanız Gökçeada Şirinköy tüm sessizliği ve huzuru ile sizleri bekliyor. Sabah kuş sesleri ile uyanır bununla birlikte miss gibi tertemiz havası ile kendinize gelirsiniz bu köyde. Adanın güney kıyılarındaki Gizli Liman ve Yuvalı Plajı’na da çok yakın bir köy olan Şirinköy 120 m2 büyüklükte ve 4 odalı köy evleri ile ferah bir tatil imkanı sunuyor. Bu nedenle Gökçeada Şirinköy tatilin aranılan lokasyonlarından olmaya devam ediyor.
Gökçeada Şirinköy Bulgaristan göçmenl vatandaşlarımızın çoğunlukta olduğu bir köydür. Bununla birlikte yöresel şivelerindeki samimiyet dolu sohbetleri ile ve hatta bahçelerinden de ikram ettikleri kendi yetiştirdikleri lezzetli mi lezzetli meyve sebzelerde tatil dönüşü aklınızda kalacak olan ayrıntılardan sadece bazıları olacaktır. Şirinköy, geniş ev mimari yapısına sahip olduğu için büyük odalara sahip. Geniş balkonlar ve bahçeli müstakil tatil arayanlar için idealdir. Bu yüzdende Şirinköy, ailelerin çokça tercihi oluyor.
Şirinköy Nerede ? Yol Tarifi
Şirinköy Gökçeada’nın Güney Batı tarafında olduğu için ada merkezine 21 km uzaklıkta kalıyor. Şirinköy e ulaşım yolları yeni yapılan geniş yollardır bu yüzden ulaşımınız çok rahatdır. Yollarda adanın muhteşem doğa manzarası Şirinköy’e ulaşımınıza keyif katacak. 40.127048 enlem ve 25.741987 boylamda yer alıyor. Gökçeada ilçesine bağlı köydür. Uğurlu köyüne 5 km yakındır bu nedenle Uğurlu plajlarına da yakın mesafededir. Navigasyon yol tarifi için alt bölümde yer alan Şirin Köye Git butonuna basınız..
Şirinköy de Otel yada Butik Otel yoktur. Bu doğa harikası köye, en yakın lokasyonda Mavi Su Resort Hotel , Uğurlu Köyündeki Butik Oteller ve Gizli Limandaki Butik Otel vardır.
Laz Koyu da yakın lokasyon sayılabileceği için Laz Koyundaki Butik Otelleri de tavsiye ediyoruz.
Apartlar ve Pansiyonlar
Şirinköy de ki evler çok geniş kullanım alanına ve geniş balkon bahçelere sahiptir, bu yüzden müstakil ve huzurlu tatil arayışlarınız için doğru adresdir.
Şirinköy, muhteşem doğa yapısı ve bununla birlikte güler yüzlü huzurlu ve hayata pozitif bakan Pansiyon Sahipleri sayesinde çok güzel bir tatil geçirme imkanı ve kafanızı dinleyebilme imkanı sunan Gökçeada tatil lokasyonlarındandır.
Şirinköy de kahvaltı mekanı bulunmamaktadır. Şirinköy merkezinde bulunan Tuna Çay bahçesinde Fastfood menüler vardır. Yakın lokasyonlardaki kahvaltı mekanları da tercih edebilirsiniz.
Restoranlar
Şirinköy de Restoran bulunmamaktadır. Yakın lokasyonlardaki Yeme içme Mekanları yada Butik Otel Restoranları da tercih edilebilir.
Kafeler
Şirinköy merkezinde bulunan Tuna Çay bahçesinde Çay, kahve, Fastfood menüler ve dondurma bulunmaktadır. Yakın lokasyonlarda bulunan plaj kafelerde tercih edilebilir.
Gökçeada Şirinköy Plajları
Yuvalı plajı, Mavi Su Resort Hotel plajı, laz Koyu, Uğurlu Plajı ve Gizli Liman plajı tercih edilebilir. Bu plajlar Gökçeada’nın en seçkin ve en popüler plajlarıdır. Deniz suyu tertemiz ve sezonda çok rahat herkesin girebileceği sıcaklıktadır. Tertemiz plajları çok seveceksiniz.
Gökçeada Şirinköy Gezilecek Yerler
Şirinköy tam bir doğa harikasıdır güvenli bir adadır bu sebeple köyün her yerini gezebilirsiniz. Köy etrafında güzel doğa gezintisi yapabilirsiniz.. Gökçeada keşif dolu bir tatil adasıdır bu yüzden Gökçeada da olmanın tadını çıkartın. Uğurlu Köyünü ve özellikle Gökçeada’nın Rum Köylerini hatta merkezdeki Müzeleri ve bir çok görülmesi gereken yerleri gezme programınıza dahil edebilirsiniz.
Kiralık Satılık İlanları
Kiralık Müstakil ev
Satılık Ev
Satılık Arsa
arayışlarınız için Gökçeada Emlakçıları ile irtibata geçebilirsiniz.
Gökçeada Şirinköy Muhtarı
Hamdi ÖZKARTAL ‘dır.
Tavsiyeler
Şirinköy’de salça ve peynir fabrikası bulunuyor. Bu yüzden tatilden dönerken yöresel salça ve Keçi peynirinizi almayı unutmayın 🙂
Adanın kekik kokan havasını özleyeceksiniz, o yüzden ada kekiğini de almayı unutmayın. Seneye tekrar gelmek isteyeceğiniz çok özel bir tatil sizi bekliyor. Hangi pansiyonda kalmak istersiniz. Tabii ki de önceden güzelce pansiyonu gezip görmek istersiniz, bu sizin en doğal hakkınız. Bu yüzden sizin için ziyaret ettiğimiz ve hatta fotoğrafları bizzat kendimiz çektiğimiz, apart odaları ayrıntılı olarak resimleyip güncel bilgileriyle sunduğumuz pansiyonları tıklayıp, gezebilir ve Rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz. Şimdiden mutlu iyi tatiller dileriz. Eğer tatiliniz bayrama denk gelirse belki tatile aile büyüklerinizi de yalnız bırakmamak için yan pansiyonu da onlara bayram sürprizi olarak kiralayabilirsiniz 🙂 Bayramlar özeldir, tatiller de öyle bu yüzden hep birlikte nice güzel tatiller dileriz.
Zeytinliköy çok sayıda bulunan Cafe mekanları sebebiyle yaz sezonunda en sık ziyaret edilen köylerdendir. Rum tatlıları ve dibek kahvesiyle meşhurdur. Merkeze 3 km. uzaklıktaki köy, koruma altındaki dört köyden biri. Adanın en eski kilisesi olan Agios Georgios Kilisesi bu köyde.
Köyde son yıllarda Yunanistan’dan köylerine geri dönen Rumların açtığı birçok kafe bulunuyor. Menülerinde mutlaka dibek kahvesi, sakızlı muhallebi, frappe oluyor.
Dünyadaki 300 milyon ortodoks Hiristiyanın ruhani lideri olan 1.Bartholomeos 1940 yılında Zeytinli’de doğmuş. 1991 yılında Patrik ilan edilen Bartholomeos, senede birkaç kez doğduğu evi ziyarete geliyor.
Zeytinliköy’de kafeler dışında 3 butik otel ve 2 meyhane de bulunuyor. Köyün girişinde yer alan meyhaneler, doğayla içiçe oturabileceğiniz keyifli mekanlar.
Gökçeada’da terk edilmiş bir köy Dereköy ( Shinudi ). Yalnızca birkaç evin bacası tütüyor hala. Dereköy eskiden Balkanların en büyük köyü olarak bilinirmiş. Eski bir Rum köyü olan Dereköy, şimdilerde yıkılmamak için direnen hüzünlü bir yer haline gelmiş. Artık burası bir SİT alanı olduğu için yapılaşmaya izin verilmiyor. Mübadele zamanında köy halkı her şeyini bırakıp Yunanistan’a gitmiş, sonrasında ise kimsecikler yerleşmemiş Dereköy’e.
Gökçeada’da bulunan diğer Rum köylerinin aksine Dereköy, daha düz bir alanda yer alıyor. Diğer Rum köyleri hep yamaçlarda yer alıyor. Rum köyleriyle ilgili bir diğer ilginç bilgi de; her birinin diğerinin ışığını engellemeyecek şekilde inşa edilmesi. Asırlık çınar ağaçlarının gölgelediği Dereköy sokaklarında dolaşırken hüzünlenmemek elde değil. Terk edilmiş kahveler, kiliseler, evler ve çamaşırhane. Evet, köyün içerisinde bir çamaşırhane bulunuyor. Kendisi işlevini yitirmiş ama suyu hala akıyor. Hatta köyde yaşayan birkaç aile, suları kesildiğinde çamaşırhaneye geliyorlarmış su ihtiyaçlarını giderebilmek için. Bununla birlikte eski bir zeytinyağı imalathanesi de bulunuyor Dereköy’de. Eğer yolunuz Gökçeada’ya düşerse, Dereköy’ü mutlaka görün. Şimdiden keyifli bir tatil geçirmenizi dileriz.
Muğla ile Burdur – Bucak bölgesinde tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylülerin 1984 yılında iskan edildiği Gökçeada Uğurlu köyü, Gökçeada merkeze 25 Km.uzaklıkta olup Ada’nın güney batısındaki en son köyüdür.
Serbest hayvancılığın yapıldığı köyde, iki tane organik hayvan çiftliği var. Burada Ada’nın 3 limanından biri bulunuyor ve daha çok balıkçılara hizmet veriyor.
Gökçeada Uğurlu Resimleri
Gökçeada Uğurlu Köyü
Doğal güzellikleri, plajları ve koyları muhteşem. Kamu kurumlarının dinlenme tesisleri yanı sıra bir resort otelin varlığı köyün turizm potansiyelini anlatır gibi. Ormanın kanatları altındaki 1250 m.ye yakın uzunluğuyla dillere destan Gizli Liman ile Uğurlu plajının, Uğurlu ya yürüme mesafesinde oluşları, buranın en çok tercih edilme sebeplerindendir.
Eski Bademli… Rumların dilinde “Gliki” — yani tatlı… Ve gerçekten de adı gibi: bir damla bal gibi usulca yayılır ruhuna. Gökçeada’nın kuzey yamacına, adeta gökyüzüyle göz göze kurulmuş bu köy, zamanın yavaş aktığı, taşların hafızasında binlerce yılın saklandığı, rüzgârın bile usul usul estiği büyülü bir yer.
Buraya adım attığınız an, bir tabloya girersiniz. Daracık taş sokaklar, asırlık iğde ve dut ağaçlarının gölgesinde, sararmış begonvillerin arasında kaybolur. Yaşlı bir çınar, meydanın tam ortasında bekler sizi; altında içilen her kahvede bir hikâye gizlidir. Çamaşırhane taşlarından hâlâ su akar sanki… Güneş saati durmuştur, çünkü burada zamana ihtiyaç yoktur. Güneşin nerede olduğunu, yüzünüzdeki sıcaklık söyler zaten.
Bir Rum ninesi, balkonundan aşağıya bir sepet sarkıtır belki; içinde birkaç incir ve bir tebessüm… Biraz ileride, yerel bir kadın el emeğiyle işlediği danteli cama serer. Duyduğunuz ses sadece esintidir, kuşlardır, belki bir Ege melodisinin çok uzaktan gelen çalımı…
Semadirek karşıda dimdik durur. Onu en güzel bu köyden izlersiniz. Güneş batarken, adeta tanrıların göğe yürüdüğü bir an yaşanır. Renkler değişir, zaman çöker, kelimeler susar. Gliki, size o an der ki: “Buradayım. Yüzlerce yıldır buradayım. Seni bekledim.”
Ve orada, o taş evlerin gölgesinde bir kahve içtiğinizde, işte o zaman anlarsınız… Tatil değil bu.
Bir zaman yolculuğu. Bir içsel uyanış. Bir ruh temizliği.
Merhaba, Gökçeada'nın, En Seçkin İşletmelerinin, Güncel Resimlerinin ve iletişim bilgilerinin yer aldığı; Gökçeada'nın En Güvenilir Tatil rehberi sitesi; e-gokceda.com.tr'ye hoşgeldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz ?