Kategori Arşivleri: Uncategorized
Gökçeada Bağ Bozumu – Eşsiz Bir Ada Deneyimi
Her yıl yaz mevsiminin sonuna doğru, Ege’nin saklı cenneti Gökçeada’da doğa ve gelenek iç içe geçer: Gökçeada Bağ Bozumu zamanı gelir. Yüzyıllardır süregelen bu toprakla iç içe yaşamın en güzel yansımalarından biri olan bağ bozumu, sadece üzüm toplamak değil; aynı zamanda adanın ruhunu yaşamak, yerel halkla buluşmak ve doğanın sunduğu berekete tanık olmaktır.
Gökçeada’da Bağ Bozumu Ne Zaman?
Bağ bozumu genellikle Ağustos sonu ile Eylül ortası arasında gerçekleşir. Hasat zamanı, hava koşullarına ve üzümün olgunluk durumuna göre değişiklik gösterebilir. 2025 yılı için tahmini tarih 23 Ağustos – 10 Eylül arası olarak öngörülmektedir. Bu dönemde Gökçeada’daki birçok yerel üretici ziyaretçilere bağlarını açar, etkinlikler düzenler ve misafirlerini hem bağlarda hem sofralarda ağırlar.
Bağ Bozumunda Neler Yapılır?
-
Üzüm hasadına katılabilir, geleneksel yöntemlerle üzüm sıkımını görebilirsiniz.
-
Yerel üreticilerin şarap tadım etkinliklerine katılabilir, adaya özgü lezzetlerle tanışabilirsiniz.
-
Geleneksel Gökçeada mutfağını deneyimleyebilir, köylerde düzenlenen mini panayır ve etkinliklerde müzik eşliğinde güzel anılar biriktirebilirsiniz.
Gökçeada’nın Üzüm ve Şarap Kültürü
Gökçeada’da yetişen üzüm çeşitlerinin başında Ada Karası ve Kuntra gelir. Bu yerli üzümlerden yapılan doğal şaraplar, hem adanın mikrokliması hem de geleneksel üretim teknikleri sayesinde özgün tatlar sunar. Adada şarap üretimi yapan birçok butik bağ evi, ziyaretçilere özel tadım seansları ve bağ gezileri organize etmektedir.
Konaklama ve Ulaşım
Bağ bozumu döneminde Gökçeada oldukça popüler olduğu için erken rezervasyon önerilir. Konaklama seçenekleri arasında taş evler, bağ evleri, butik oteller ve kamp alanları bulunur. Adaya ulaşım Kabatepe Limanı’ndan feribotla sağlanır. Gelmeden önce feribot saatlerini kontrol etmeyi unutmayın.
Neden Gökçeada’da Bağ Bozumu?
-
Türkiye’nin en batısında, doğal dokusu bozulmamış bir adada geleneksel bir kültürü deneyimlemek
-
Kalabalıktan uzak, samimi bir ortamda doğayla baş başa zaman geçirmek
-
Yerel halkla birlikte şenlik havasında geçen bir hasat dönemine tanıklık etmek
-
Organik üzüm, zeytinyağı ve şarap gibi yerel ürünleri ilk elden tatmak ve satın almak
Tavsiyeler:
-
Sabah erken saatlerde bağlara gidin – hem serin olur hem de en güzel ışığı yakalarsınız.
-
Şapka, güneş kremi ve rahat ayakkabılar getirin.
-
Yerel pazarlardan ya da üreticilerden alışveriş yapmayı unutmayın.
” Gökçeada Bağ Bozumu, sadece bir tarımsal etkinlik değil; kültürel, gastronomik ve doğayla bütünleşik bir deneyimdir. Eğer bu yıl doğayla daha derin bir bağ kurmak, şehrin stresinden uzaklaşmak ve özgün bir tatil arıyorsanız, Gökçeada’da sizi üzüm tanelerinin huzuru bekliyor ! “
Gökçeada’nın Eşsiz Tatlarını sunan En İyi Kafe Pastaneleri size sunuyoruz.
EN İYİ CAFELER VE PASTANELER
Gökçeada Kafeler
Gökçeada Cafeleri
Gökçeada Pastaneleri
Gökçeada Kafe Pastaneler
Gökçeada’nın En İyi Hediyelik Eşya Mağazaları
Hediyelik eşyalar genellikle el emeğiyle üretilen ve hediyeyi vereceğimiz kişinin onunla evini, odasını veya başka bir yeri süslemeye, dekore etmeye yarayan güzel objelerdir. Gökçeada tatilinizin sonunda sizde sevdiklerinize hediye almaya ne dersiniz ?
Gökçeada’da mantı nerede yenir ?
Gökçeada’nın en iyi müşteri memnuniyeti olan ve kaliteli hizmet sunan Mantı Mekanlarını size sunuyoruz.
Reklam 10
Reklam 5
gökçeada mantı
gökçeada mantı mekanları
gökçeada da en iyi mantı mekanları
gökçeada mantı fiyatları
gökçeada mantı fiyatları 2023
gökçeada mantı tavsiye
gökçeada en iyi mantı
Kaleköy Gökçeada’nın en tarihi ve en otantik lokasyonudur. Yukarı kaleköye çıktıkça rum köylerini Zeytinliköy’ü, Eskibademli’yi, Tepeköy’ü ve adayı kuşbakışı seyretmenin tadına bol bol varacaksınız. Yıldızkoy ve Kaleköy Limana 5-6 dk yürüme mesafesinde olmak akşamları adanın en popüler eğlence ve alışveriş keyfine yakın olmanız demektir. Yukarı Kaleköy’de antik kale kalıntılarından Semadirek adasına karşı günbatımının güzelliğini de izleyebilirsiniz. Kiliseye, Kaleköy Limana, Tekne Turu Kalkış iskelesine, restoranlara, akşamları açılan hediyelik çarşıya ve İmroza Sabun Atölyesi’ne çok yakın olmak, tatilinize çok büyük bir keyif katacak.
Müşteri memnuniyeti en yüksek olan Pansiyon ve Apartları size sunuyoruz. İyi tatiller dileriz.
Reklam 25
Reklam 17
Reklam 15
KALEKÖY LEZZET DURAKLARI
Güleryüzlü, Misafirperver Aşur Bey ve ailesi
HASANKEYF APART OTEL
HUZURLU TATİLİN ADRESİ…
Apartımız Gökçeada Merkez lokasyonda bulunmaktadır. Toplam 40 Yatak kapasiteli 12 adet apartımız bulunmaktadır.
Apartlarımız 1+1 şeklindedir. KLİMALIDIR.
Apartlarımız balkonlu olup amerikan mutfak, buzdolabı, wifi (internet) , 24 saat sıcak su , tv, banyo, wc, çamaşır makinası,
masa sandalye ve mutfak eşyası bulunmaktadır.
Ayrıca Çardakta mangal yapabilirsiniz.
Dairelerimizde 3’er yada 4’er kişilik aileler tatillerini geçirebilirler.
Apartımız merkeze 200 m , gemiden ulaşım 5 dk mesafededir. Otoparkımız mevcuttur.
HASANKEYF APART OTEL
Aşur Bey ve Oğlu Ümit SEVİNÇ
Aşur SEVİNÇ Ziraat Bankası Hesap No : 0341 36348859 5003
İban : TR48 0001 0003 4136 3488 5950 03
Yeni mahalle Kızılay Cad. No:19 / 2 Bim Avm üst katı – Gökçeada
Gökçeada Hasankeyf Apart Otel
- 12 Apart, 1+1 daire
- Klimalıdır
- Wifi internet
- Çamaşır makinesi
- Çardakta mangal keyfi
- Otopark imkanı
- Apart, Alışveriş Marketlere ve merkeze yürüme mesafesindedir.

Antik adı İmbros (İmroz) olan ilçe, 1970 yılında Gökçeada adını almıştır. Türkiye’nin en büyük adasıdır. Kıyı şeridinin uzunluğu yaklaşık 95 km. olan adada 5 gölet bulunmaktadır. Su kaynaklarının çokluğu bakımından dünyanın dördüncü adasıdır. Yılın büyük bir bölümü rüzgâr alan adanın coğrafi yapısı çevre adalardan oldukça farklıdır.
Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethetmesinin ardından, Homeros’un yazdığı destanlarda adı geçen kentin bulunduğu Gökçeada 1455 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. 1912 Balkan Harbi yenilgisinin ardından Yunanistan’ın kontrolüne geçen ada, 1923’ te Lozan Antlaşması’ndan sonra tekrar Türkiye’ye bağlanmıştır.
Gökçeada Osmanlı Mimarlık Eserleri yaklaşık 500 yıl Osmanlı idaresinde kalmasına rağmen Gökçeada’da rastladığımız Osmanlı eserleri gayet az sayıdadır. Yapılan çalışmalarda Osmanlı Dönemi’nden günümüze sadece 1 cami, 4 çamaşırhane, 1 çeşme ve 1 mezar taşının ulaştığı tespit edilmiştir. Adadaki tek Osmanlı Camisi Çınarlı Mahallesi’nde yer alan bugünkü Merkez Camii’dir. Kitabeleri incelendiğinde Osmanlı Dönemi’nde yaptırıldıkları anlaşılan çamaşırhaneler; Çınarlı, Fatih ve Yeni mahallede yer almaktadır.
Gökçeada Rum Köyleri
Dereköy, Kale Köy, Tepeköy, Zeytinli, Eski Bademli olmak üzere adada 5 Rum köyü vardır. Kentsel sit alanı olan bu köylerin mimari dokusu koruma altındadır.
Organik Tarım Adası
Geçtiğimiz yıllarda hayata geçirilen Gökçeada Organik Tarım Projesi ile bağcılık, zeytincilik ve arıcılık gibi tarıma dayalı üretimle geçimini sağlayan küçük üreticilerin organik tarıma yönlendirilmesiyle adada ekonomik yaşam farklı alternatiflerle renklenmeye başlamıştır. Gökçeada, İtalya’da oluşturulan ve sakin şehir anlamına gelen “cittaslow” ağı kapsamına dâhil olarak 2011 yılı Haziran ayında almış olduğu Cittaslow ünvanı ile dünyanın ilk ve tek “Cittaslow adası” olmuştur.
Bağcılık ve Şarap Kültürü
M.Ö. 2900 yıllarından günümüze değin bağcılık yapılmış olan Gökçeada’nın şaraplık üzümlerinin en meşhur olanları Kalabaki, Vasilaki ve Mavropali’dir. Geçmişte her ailenin bir bağının bulunduğu ve kendi şaraplarının üretildiği adada günümüzde de bağcılık yapılmaktadır. “Kız kökten, şarap küpten alınır” atasözünün geçmişinde, adada doğan her kız çocuğu için bir küp şarap doldurularak mühürlenmesi ve düğününde açılarak ikram edilmesinin yattığı anlatılmaktadır.
Yerel Market (Earth Markets) doğal ürünler felsefesine uyan yerel üretimi ve ürünleri destekleyen çiftçilerin uluslararası ağıdır. Yıl boyunca her pazar düzenlenen ‘Çiftçilerin Pazarı’ adalıların ve adayı ziyaret edenlerin buluşma yeridir.
Mutfak Kültürü
Gökçeada mutfağı geleneksel yaşam biçiminin bir yansıması olarak Türk ve Rum mutfaklarının karışımını sofralara taşıyan doğal, yalın ve özgün tatlar içermektedir. Özellikle peynir, ekmek, zeytinyağı ve şarap kullanımı yörede bir ritüel olarak algılanır. Adaya özgü yöntemlerle pişirilen oğlak ya da kuzu fırın adanın sunduğu önemli tatlardan birisidir.
Balık, adalıların yemek kültüründe büyük yer kaplar. İşi o kadar ileri götürmüşlerdir ki, bamyayla Sarpa balığı pişirip, balığın tadını koruyacak kadar mahirdirler. Zeytinyağlı ahtapot-yahnisi, ıspanaklı kalamar, fırında patatesli balık, sarımsaklı limonlu kekikli denizkestanesi ve karides salatası, zeytinyağında pişirilen kılıç balığı adanın başlıca lezzetlerindendir. Ayrıca organik sertifikalı bağlardan toplanan üzümlerden yapılan ada şaraplarının ünü dünyaya yayılmaktadır.
Adanın domates ve karadut reçelleri, efibadem kurabiyesi, meşhur dibek kahvesi, karadut dondurması ve sakızlı muhallebisi de tadılması gerekenlerden lezzetlerdendir.
Çanakkale Şehitler Abidesi
Gelibolu Yarımadası’nın en çok ziyaret edilen ana ziyaret noktası olan Çanakkale Şehitler Abidesi, Eskihisarlık Burnu üzerinde yer almaktadır.
Fotoğraf: Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı
Çanakkale Şehitler Anıtı
Açılan bir proje yarışması sonucunda 37 proje arasından Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve Feridun Kip tarafından hazırlanan proje seçilmiş olup Abide’nin temeli 17 Nisan 1954 tarihinde atılmıştır.
Fotoğraf: Orhan Özgülbaş
Çanakkale Şehitliği
İkinci Anafartalar Zaferi’nin 45. yıldönümü olan 21 Ağustos 1960 tarihinde ziyarete açılan Çanakkale Şehitler Abidesi, Çanakkale Muharebelerinde şehit düşen tüm askerlerimizi simgelemekte ve onların anısını yaşatmaktadır.
Fotoğraf: Servet Uygun
Mimarı Doğan Erginbaş’ın kendi ifadesiyle Abide, tüm coğrafyalardan gelen şehitlerimizin toplu bir şekilde göğe yükselişini temsil etmektedir. Ayaklarının üzerinde muharebe anlarını yansıtan kabartma rölyefler bulunmaktadır. Her yıl 18 Mart tarihinde, ülkenin dört bir yanından gelen vatandaşlar ve devlet erkânı tarafından Abide tören alanında anma merasimleri düzenlenmektedir.
Fotoğraf: Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı
Gelibolu
Abide’nin arka bölümünde yer alan sembolik mezarlıklar 2007 yılında ziyarete açılmıştır. Şehitlikte, Çanakkale Muharebeleri sırasında şehit düşen ve bugüne kadar isimleri tespit edilebilmiş 59.408 şehidimizin isimlerini bulunmaktadır.
Fotoğraf: Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı
Çanakkale Şehitlik Yol Tarifi
Yine sembolik şehitliğin önünde muharebe dönemini yansıtan 45 m uzunluğunda bir rölyef bulunmaktadır. Rölyefi geçtikten sonra, sembolik şehitliğin başlangıç bölümünde meçhul asker mezarı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934’te müttefik askerleri için söylediği sözlerin yer aldığı mermer bir kitabe bulunmaktadır. Arıburnu muharebelerinden sonra bir Anzak askerinin yanında Avustralya’ya götürdüğü ifade edilen ve bir Türk askerine ait olan kafatası, yıllar sonra 10 Mart 2003 tarihinde Türkiye’ye teslim edilmiş olup 18 Mart 2003’te resmî törenle bugünkü noktaya defnedilmiştir.
Kaynak: Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı
Tepeköy’ün büyüsü
Tepeköy, Rum köyü kimliğiyle zamana meydan okuyor; köy meydanında yürürken, her adımda tarihin fısıltılarını duyarsın. Manzara: deniz kadar huzurlu, taş evler kadar sakin, geçen zaman kadar dingin.
Bırak kendini bu atmosfere…
Sabahın ilk ışıklarıyla taş duvarların altından yükselen kuş cıvıltısı; akşamları Ege mutfağının zeytinyağlıları, Rum tavernalarında canlı müzik ve sirtaki eşliğinde şenlenir. Gözlerini kapat, doğayı için; ardından gözlerini aç, adanın büyüsüne teslim ol.
…
“Tıpkı Tanrıların İda Dağı’ndan Olimpos’a yürüdüğü gibi, Tepeköy de kutsal bir geçit yeridir; burada zaman Homeros’un dizelerinde takılı kalmış, taş evlerin gölgesinde Pan’ın flütü çalar, Dionysos’un neşesiyle sofralar dolar. Her adımda Afrodit’in tebessümünü, Apollon’un ışığını hissedersin. Burası sadece bir köy değil, ruhunu arındıran bir efsanedir.”