Kategori Arşivleri: Gökçeada Tarihi Yerler
Gökçeada, tarihi boyunca farklı uygarlıkların iktidar mücadelelerine sahne olduğu için dilinden, yemeklerine, yapılarından, dinine kadar sürekli köklü değişimler geçirmiştir. Bu yüzden adada camilerle birlikte Rumlardan kalma tarihi Gökçeada kiliseleri ve Gökçeada manastırları da oldukça fazladır.Resmi kayıtlara göre 19. yüzyılın sonlarında adada sekiz kilise bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar ise onbir adet kilisenin varlığına işaret eder.
Gökçeada’nın merkezindeki üç mahalleden biri olan Çınarlı Mahallesi’ndeki Aya Panayia Kilisesi, 1835 yılında inşa edilmiş ve hala kullanılan Gökçeada kiliselerinden. Merkezdeki diğer bir mahalle olan Fatih Mahallesi’nde Metropolitan Kilisesi yer almaktadır. Yeni Mahalle’deki Aya Varvara Kilisesi ise yanındaki eski çeşmesiyle dikkat çekmekte. Gökçeada’da sahil kısmında bulunan tek yerleşim yeri olan Kaleköy’deki Aya Marina Kilisesi, adadaki restore edilmiş Gökçeada kiliselerinden. Beyaz rengi ve küçük boyutlarıyla oldukça sempatik görünür.
Gökçeada Şapeller
Gökçeada’nın en eski kilisesi olan AgiosGeorgios Zeytinliköy’de bulunmaktadır. Ayrıca dünyadaki 300 milyon Ortodoks Hıristiyan’ın ruhani lideri olan 1. Bartholomeos 1940 yılında Zeytinli’de doğmuş. 1991 yılında Patrik ilan edilen Bartholomeos, senede birkaç kez doğduğu evi ziyarete geliyor.Tepeköy’de, 1832 yılında inşa edilen EvangelismosTeotoku Kilisesi ve eski Rum Mezarlığı gezilebilir.Gökçeada’daki Rum köylerinden olan Dereköy’de ibadete açık iki kilise bulunmaktadır. Köyün girişindeki Hagia Marina Kilisesi ve çarşıdaki KoimesisTisTheotokos Kilisesi. İkisi de 1800’lü yılların başında inşa edilmiş.
Manastırlar
Kiliselerle birlikte adada yaklaşık 360 şapelin varlığından söz edilir. Halkın ‘manastır’ olarak da adlandırdığı şapeller ibadetin yanında, kötülüklerdenkorumak ve bereket getirmesi amacıyla, başta kent merkezleri olmak üzere adanın her yerine inşa edilmiştir.
Gökçeada kaya mezarı görülmeye değer tarihi değerlerdendir. Roma dönemine ait olduğu düşünülen, Antrasit kayalar içerisine oyulmuş, mütevazi ve sade yan yana iki mezar bölümü bulunur.
Ada halkı arasındaki söylemlere göre de mezarların kapakları, kayanın 80 metre ilerisinde bulunmuş.
Aydıncık’ı Uğurlu’ya bağlayan asfalt yolun sağında Kokina mevkiinde yer alan Kaya Mezarının ilçe merkezine uzaklığı yaklaşık 18 km. dir. Kaya içerisine oyulmuş, iki kişilik mezarın hangi dönemden kaldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Roma Dönemi’ne ait olduğu tahmin edilmektedir. Kaya Mezarı yolun sağında yaklaşık 100 mt. uzaklıktadır. Araç girmesi mümkün olmadığından dolayı yürüyerek ulaşılmaktadır.
Kokina Kaya Mezarı
Arkeolog ve tarihçiler, etraftaki kalıntılardan ve bölge yapısından dolayı, bu mevkiinin kaya mezarı imalat atölyesi olarak kullanıldığını düşünüyorlar.
O dönemde, burada yapılan kaya mezarları yakın çevreye ve antik kentlere gemilerle gönderiliyordu.
. Gökçeada Kaya Mezarı sitemizde güncel olarak yayınlanmaktadır.
Gökçeada Camileri nüfusun etnik yapısına bağlı olarak ada mimarisinde pek yer bulmamıştır. Adadaki Osmanlı Dönemi’ne ait tek cami, Çınarlı Mahallesi’nde yer alan ve bugün Merkez Cami olarak anılan yapıdır.
Caminin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak, 1878 tarihli Osmanlı arşivinde Hamidiye Camii ile birlikte 1885 ve 1889 tarihli arşiv belgelerinde padişahın ismine izafeten yaptırılan bir caminin bahsi geçmektedir. Tarihi yayınlar da 1895 yılında adada yalnızca bir caminin varlığına işaret eder. Söz konusu belge ve yayınlarda bahsi geçen yapının bu günkü cami olması kuvvetle muhtemeldir.
Kayıtlara göre 1907 yılında büyük oranda yenilenen cami yakın zamanda da esaslı bir onarım geçirmiştir. Kuzeygüney yönde dikdörtgen prizmal bir kütle teşkil eden cami kırma çatı ile örtülür. Sonradan eklendiği anlaşılan kuzeydoğu köşedeki minare, cami boyutlarıyla dengeli bir orantıya sahiptir. Kaba yontu ve moloz taşla inşa edilen caminin pencere söve ve lentoları düzgün kesme taştır. Yalın mimarisi ve boyutları ile bir mahalle mescidi özelliği gösteren yapı bölgenin mimari dokusuyla uyum içindedir. Kuzey eksendeki sade bir kapıdan girilen harim ahşap düz tavanla örtülüdür. Sonradan sıvanarak badana edilen iç mekân tarihi dokusunu kaybetmiştir.
Merkez Camisi dışında Gökçeada’da farklı bir tarihi cami bulunmasa da mübadele öncesi Biga’da yer alan Eşelek Köyü, mübadele sonucu adaya yerleştirildiğinde eski köy camisinin minaresini de beraberlerinde getirmişlerdir. Bu iki cami ile birlikte Gökçeada’daki köylerde sonradan yapılan pek çok Gökçeada camileri bulunmaktadır.
Yeni Bademli Höyük, Gökçeada’nın kuzeyinde, Kale köy plajının 1.5 km kadar güneyinde yer almaktadır. Büyükdere vadisinin alüvyonlu tarım arazisinde yükselen bu yerleşim yeri, doğu-batı yönünde 120 m ve kuzey-güney yönünde 130 m büyüklüğündedir. Yüzölçümü 15600 m2 olan Yeni Bademli’nin deniz seviyesinden yüksekliği 18 m civarındadır.
Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleriyle 1996 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Doç.Dr.Halime HÜRYILMAZ başkanlığında kazı çalışmaları Gökçeada Kaymakamlığı ve Gökçeada Belediyesi’nin katkılarıyla yürütülmektedir . Çalışmalara bakıldığında, Kuzey Ege’de iskân sürecinin çok erken dönemlerde başladığı anlaşılmaktadır. Tek mekanlı veya içi ara duvarla bölünen konutların arasında, yerleşmenin Bey ya da Hükümdarı’na ait olabilecek anıtsal yapıya rastlanmamıştır.
Gökçeada’da sosyal yaşantının boyutlarına ışık tutan Yeni Bademli Höyüğünün verileri, gelecekte yapılacak araştırmalara da temel oluşturacak niteliktedir. Söz konusu veriler, büyük bir zenginliğe ulaşamayan bu toplumun sosyal yaşantısına besin ekonomisinin, zanaatın ve kısmen ticaretin damga vurduğunu göstermektedir.
Höyüğün batı terasında Eski Tunç Çağı’na ait kap parçalarının çok yoğun olması, yüzeyin hemen altında Eski Tunç Çağ tabakalarının var olduğu fikrini vermektedir. Arkeologlar Höyükte 1. Troia Devri çağdaşı parçaların yanı sıra ithal Myken boyalı kap parçaları da bulmuşlardır. Bu buluntular, merkezin M.Ö 2000’de deniz ticaret yolları üzerinde olduğuna işaret etmektedir
Gökçeada’nın Uğurlu köyü zeytinlik mevkiindeki kazıları yürüten Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burçin Erdoğu, bölgenin Doğu Ege adalarında bilinen en erken yerleşim yeri olduğunu söylüyor. Bölgedeki buluntuların araştırma sonuçları Avrupa tarihinin yeniden yazılmasına neden olacak derecede önem taşımaktadır. Yeni Zelanda’nın Waikato Üniversitesinden gelen radyoaktif karbon tarihleri, M.Ö. 6 bin 500’leri veriyor ve böylece Uğurlu-Zeytinlik yerleşmesinin günümüzden 8 bin 500 yıl öncesine giden Doğu Ege adalarının bilinen en erken yerleşmesi olduğu kanıtlanmıştır.
Gökçeada Yukarı Kaleköy mevkiinde bulunan, Gökçeada İskiter Kalesi adanın en eski yapılarından birisidir. Kalenin büyük bölümü yıkılmış olmakla beraber kale surlarının bir kısmı hala ayaktadır.
Gökçeda nın en çok bilinen tarihi noktalarından biri şüphesiz ki Kaleköy’dür. Eski adı Kastro ( Kale anlamına geliyor ) olarak bilinen Kaleköy’de Hellen dönemi öncesine ait olduğu düşünülen İskiter Kalesi’nin kalıntıları halen ayaktadır. Son dönemde restorasyonu için çalışma başlanacağı belirtilmiş olsa da henüz bir restorasyon çalışması yok. Bizans ve Cenevizliler zamanında onarılan bu kalenin çevresinde yel değirmenleri ve çeşitli köy evi kalıntılarına rastlanmakla birlikte bugün Kaleköy’de bulunan limanın altında kalmış bir de antik liman var.
İskiter Kalesi Resimleri
Gökçeada İskiter kalesi, Çınarlı Ovasına hakim bir tepededir. Kalenin bulunduğu mevkiden aşağı Kaleköy, Yeni bademli, Eski bademli ve Zeytinli köyleri net olarak görebilirsiniz.